Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | bağışta bulunmak | donate f. | ||
Layla donated to her church. Leyla, kilisesine bağışta bulundu. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | bağışta bulunmak | contribute f. | ||
The people of Israel were told to each contribute half a shekel of silver to the Sanctuary. İsrail halkına her birinin Kutsal Yer'e yarım şekel gümüş bağışında bulunması söylendi. More Sentences |
||||
Genel | bağışta bulunmak | donate f. | ||
Tom donated $30,000 to charity last year. Tom geçen yıl hayır için 30.000 dolar bağışta bulundu. More Sentences |
||||
Genel | bağışta bulunmak | subscribe to f. | ||
Genel | bağışta bulunmak | endow with f. | ||
Genel | bağışta bulunmak | chip in f. | ||
Genel | bağışta bulunmak | endow f. | ||
Genel | bağışta bulunmak | subscribe f. | ||
Genel | bağışta bulunmak | indow f. | ||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | bağışta bulunmak | contribute something (to someone) (for someone or something) f. | ||
Öbek Fiiller | bağışta bulunmak | chip something in something (for someone) f. | ||
Öbek Fiiller | bağışta bulunmak | chip something on something (for someone) f. | ||
Öbek Fiiller | bağışta bulunmak | chip in for (something) f. | ||
Öbek Fiiller | bağışta bulunmak | chip in on (something) f. | ||
Idioms | ||||
Deyim | bağışta bulunmak | feed the kitty f. |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | yeniden bağışta bulunmak | reendow f. | ||
Genel | yeniden bağışta bulunmak | re-endow f. | ||
Genel | gift aid sistemiyle bağışta bulunmak | gift-aid f. | ||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | (bir şey için bir miktar) bağışta bulunmak | chip in with (something) for (something) f. | ||
Öbek Fiiller | (birine/bir şeye bir bağışta) bulunmak | endow (someone or something) with (something) f. | ||
Idioms | ||||
Deyim | hayır kurumuna vb bağışta bulunmak | put your hand in your pocket f. |